YENİ YILDA NELER “GEREKLİ”?
Yeni yıla bir disiplin soruşturmasına savunma yazarken girdim. Bu konuda söylenenler doğruysa, korkarım, yıl boyunca bunu yapacağım. Aslında düşündüğünüz kadar sıkıcı değildi, hatta bazı yönlerden eğlenceli bile sayılabilir. Elbette sadece bazı yönlerden, zira hapishanedeyiz ve burası da dâhil ülkedeki tüm hapishanelerde tecrit, işkence ve saldırılar var. Hapishaneden bir haber geldiğinde bunu hep aklınızda tutmalısınız. Biz espriler yaptığımızda bile siz; hasta olanlarımıza, yaşlananlarımıza ve bebekli annelere öncelik vererek, bizim için endişelenmekten vazgeçmeyin.
Savunmasıyla uÄŸraÅŸtığım soruÅŸturmanın konusu: TEK TİP ELBİSE! “Nasıl yani; daha yönetmelik çıkmadı, elbiseler dağıtılmadı, belki dikilmedi bile.” demeyin. Önden rüzgârı geldi iÅŸte bize… Suçlama özet olarak şöyleydi : “ÇarÅŸamba günü, saat on birde, iki dakika boyunca, ‘Tek tip elbise giymeyiz.’ diye slogan atmışsınız.” Tanımda birkaç önemli düzeltme yaparak eylemi sahiplendim. “Barındırıldığım odada” deÄŸil, “kapatıldığım hücreye bitiÅŸik havalandırmada” atıyorum; “Giymeyiz” deÄŸil, “GiymeyeceÄŸiz” diyorum, gibi. Bunlar mı yani önemli düzeltme demeyin. Åžu kısa yaÅŸamda fail olmak istiyorsanız ilk iÅŸ, eylemi kendinizin tanımladığından emin olmaktır. Yoksa yaÅŸam boyu baÅŸkalarının sizin için yaptığı tanımların maÄŸduru olmakla yetinme tehlikesi var. Zannedilenin aksine, faÅŸizmin bize yapabileceÄŸi en büyük kötülük canımızı ve özgürlüğümüzü deÄŸil, tanımlarımızı elimizden almaktır. İzin vermeyin. MaÄŸdur deÄŸil, fail olun.
Bizim soruÅŸturmada, fail eylemi üstlendiÄŸi için geriye kaldı suç tartışması. Hemen bu iÅŸe giriÅŸtik ve iÅŸte eÄŸlence burada baÅŸlıyor. 5275 sayılı yasanın 42/2 (e) bendi suçu şöyle tarif ediyor: “Gereksiz olarak marÅŸ söylemek ve slogan atmak”. Gördüğünüz üzere gayet açık ve anlaşılır kaleme alınmış, suç; “gereksiz slogan atmak“. İşte bunu kesinlikle reddettim ve tahmin edebileceÄŸiniz nedenlerle sloganımın sadece gerekli deÄŸil, artık ne anlama geliyorsa “gereklinin daniskası” olduÄŸunu savundum. Pekiyi bu durumda gereksiz slogan nedir? Yasa koyucunun, Anayasanın ve taraf olduÄŸumuz ulusal üstü sözleÅŸmelerin niyetleri ışığında çok heyecanlı bir tartışma oldu. Sizi sıkmadan bir fikir sahibi yapabilmek için “Mantılara kıyma yerine küçük altın konsun!” ve “Mavi domates istemiyoruz!” sloganlarının gereklilik teorisi açısından deÄŸerlendirilmesi aÅŸamasına geldi iÅŸ diyeyim, artık gerisini hayal edin. Her ikisinin de cezalandırılamayacağını bile ispatladım bence.
İkna olmuÅŸlar mıdır? Sanmıyorum, ama sonuç gelince sizi mutlaka haberdar ederim. Ben bir boÅŸluk kalmasın diye, artık yeni yılın ilk saatlerinde savunmanın sonunu baÄŸlarken; aslında hukuka ve ahlaka aykırı da olsa cezayı vereceklerini bildiÄŸimi söyledim ki saf sanmasınlar. Ortada onların bu kusurlu iÅŸlemini itirazla ve davayla düzeltecek bir yargı kalmadığının farkında olduÄŸumu da belirttim. Sadece KHK’lar veya Ceza ve Tedbirlerin İnfazının yargısal denetimi ile ilgili söylemiyorum. Bu ülkede artık bir yargı yok.
Adliye binalarında gerçekleÅŸtirilen günlük pratik, idari açıdan hükümet tasarrufu kabul edilebilir. KurulduÄŸu günden bu yana, Cumhuriyetin en zayıf ve hastalıklı çocuÄŸu olan “yargıç” nihayet arkasında bir gelenek bile bırakmaya teÅŸebbüs edemeden berhava oldu. Belki, teÅŸebbüs deÄŸil tenezzül demeliyiz; zira elde “ben geleneÄŸi devralayım” diyebilecek bir kadro yok. Yani elimizdeki ihtiraslı ve pragmatist ilahiyatçılar ile avukatlıktan sıkılmış eski siyasi parti ilçe baÅŸkanları da sanmam ki yargıçlıktan emekli olabilsinler.
Onlar sormayacak, ama sizin aklınıza gelebilir. Yargı yok, hukuk yok, akıl veya ahlak beklemiyorsun; ne diye savunmayla, dilekçeyle, davayla uğraşıyorsun be adam! Ne değişecek?
İşte hapishane idaresinin güzel sloganımızla ilgili söylediÄŸi de tam bu aslında. “Sizin sloganınızla mı deÄŸiÅŸtireceÄŸiz” diyorlar.
“Artık bir faydası yok, hiçbir ÅŸeyi deÄŸiÅŸtiremiyoruz, gitmelerinin bir yolu yok…” diye mi düşünüyorsunuz? Nelerden vazgeçtiniz; artık iÅŸe yaramıyor, “GEREKSİZ” diye? Nelere karşı durmaktan; toplanmaktan, direnmekten, sokaktan, örgütlenmekten?
Vazgeçmeyin! Yaşamdaki yerlerinize, değerlerinize geri dönün. Her eylem, her itiraz, her örgüt, her direniş gerekli. Her dava, şikâyet, başvuru, dilekçe. Her basın toplantısı, miting, yürüyüş. Her grev gerekli.
Sloganım gerekliydi ve hepsi. Siz gereklisiniz.
Boş vermeyin, vazgeçmeyin, yılmayın. Kışın sonu bahar, biz haklıyız ve mutlaka kazanacağız!
İşte bu; gerçekten gerekli. Hepimiz için.
01.01.2018
Silivri Kapalı Hapishanesi
Selçuk Kozağaçlı