Amasra TİM Maden Katliamı 5. Gözlem Raporu – 12.01.2023

 

14 Ekim 2022 tarihinde Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesi’nde yaşanan ve 42 madencinin hayatını kaybettiği, 4 madencinin ise hala yoğun bakımda olduğu katliama dair yürütülen soruşturma kapsamında toplanan deliller; katliamın temel sebebinin ocak altyapısını iyileştirecek yatırımların yapılmaması olduğunu göstermesine rağmen altyapıyı iyileştirmekten sorumlu yöneticilerin sorumluluğu farklı senaryolarla hayatını kaybeden işçilerin üzerinde bırakmaya çalıştıklarına tekrar tekrar şahit oluyoruz.

26.11.2022 tarihli 4. Gözlem raporumuzda; TTK Genel Müdürü ve TTK Müesseselerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı’nın 31.10.2022 tarihli bilirkişi raporunda katliamın baş sorumluları olarak gösterilmesine karşın haklarında henüz bir soruşturma başlatılmaması nedeniyle yeniden suç duyurusunda bulunduğumuzu kamuoyu ile paylaşmıştık.

Aradan geçen zamanda CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’e yönelik bir soru önergesi verdiği, bu soru önergesinde;  bilirkişi raporunda sorumlulukları tespit edilen iki TTK yetkilisi hakkında soruşturma açılıp açılmadığını sorduğu ve önergeye “Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bahsi geçen kişiler hakkında herhangi bir soruşturma izni talep edilmemiştir” yanıtının verildiği anlaşılmıştır.

Bu süreçte bahsi geçen yetkililer şüpheli sıfatıyla soruşturmaya dahil edilmedikleri gibi yürüttükleri idari soruşturma ile işçileri sorgulamaya başladıkları ve bu yolla işçileri yönlendirdikleri ortaya çıkmıştır. 3 Ocak 2023 tarihinde Amasra’da TTK yetkilileri tarafından TBMM Meclis Araştırma Komisyonu’na yapılan sunumda; 31.10.2022 tarihli bilirkişi raporu tamamen görmezden gelinerek katliamın işçi hatasından kaynaklandığının dile getirildiği ve bu iddianın bazı işçi ifadelerine dayandırıldığı görülmüştür. Tarafımızca yapılan incelemede TTK yetkililerinin dayandığı ifadelerin soruşturma kapsamında alınmadığı anlaşılmıştır. Komisyon tutanaklarına yansıyan konuşmalardan ise bahse konu ifadelerin TTK yetkililerince işçiler sorgulanarak elde edildiği görülmüştür. Yönlendirici sorularla kurum yetkililerini aklama maksatlı ifadelerin alındığı anlaşılmıştır.

Alınan bu ifadelerde; barutçu olarak görev yapan işçilere işletmede rutin olarak yürüttükleri dinamit atımı faaliyetleri tarif ettirilmiş, katliamın sebebinin “kurallara aykırı olan” bu patlatma şekli olduğu iddia edilmiştir. İlginç olan ise 3 Ocak 2023 tarihinde TTK yetkililerince yapılan sunumda “işçi hatası” değerlendirmesine dayanak olarak kullanılan bu “hatalı uygulamaların” 1 Ocak 2013 tarihli Kozlu katliamı hakkında hazırlanan son bilirkişi raporunda tarif edilen kusurlar ile aynı oluşudur.  Bugün TTK Genel Müdürü olan Kazım Eroğlu’nun da sanık olarak yargılanıp ceza aldığı Kozlu katliamından 10 yıl sonra TTK yetkililerince aynı “hatalı uygulamaların” devam ettiğinin öne sürülmesi ancak kendi sorumluluklarını ağırlaştıran bir durum olarak değerlendirilebilir.

Dahası soruşturma kapsamında toplanan tüm deliller katliamın, ocak havalandırma altyapısının üretim alanlarına paralel şekilde geliştirilmemesi ve diğer gerekli altyapı yatırımları yapılmadan üretime devam edilmesinden kaynaklandığını gösterirken ocak altyapısını iyileştirmekle sorumlu yetkililerin yürüttüğü idari soruşturmada alınan “ifadeler” ile hayatını kaybeden işçilerin suçlanması soruşturmaya gölge düşüren bir durumdur. Alenen delil karartma niteliği taşımakta, tanıkların yönlendirilmesi anlamına gelmektedir. Tüm bu hususları da kapsayacak şekilde bilirkişilerce sorumluluğu tespit edilmiş olan TTK yöneticileri hakkında tarafımızca 3. kez suç duyurusunda bulunulmuştur.

Soruşturma makamı, derhal görevini yerine getirmeli ve sorumluluğu tespit edilen TTK yöneticilerini soruşturmaya dahil ederek haklarında gerekli tedbirlerin uygulanmasını sağlamalıdır.

42 işçinin ölümünde ve onlarca işçinin yaralanmasında kusuru tespit edilen tüm şüpheliler yargı önünde hesap verene dek mücadeleye devam edeceğiz! 12.01.2023

KAZA DEĞİL KATLİAM, AMASRA İÇİN ADALET!

ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ